3. Hikayeni Tasarla ve Yaşa


Storytelling kelimesini kullanan pazarlama uzmanları, dünyanın en önemli ve gizemli bilgisine sahipmiş gibi davranırlar.

Oysa o kadar basit ve hepimizin bildigi bir şeydir ki bu “hikaye ile satma” fikri, çoğu zaman civcivli terimler arasında bu gerçekliği yitiririz.

İnsanlar hikaye dinlemeyi çok sever. Neden? Çünkü hikayeleri anlaması, takip etmesi kolay ve eğlencelidir. Hikayeler başlar, gelişir ve güzel bir final ile biter.

Sonunda güzel bir ödül olduğunu bildiğin bir meşguliyettir hikaye. Yaşamın içindendir. Kavraması zor soyut konular yoktur. İnsanlar ve yaşadıkları. Bu kadar basit.

Bu yüzden insanlar hikayeleri kendi hayatlarıyla çok kolay bir şekilde bağdaştırabilirler. Kutsal kitapları şimdi bu gözle tekrar düşünün.

Bir inancı aşılamak ve o inancın bir hayat boyunca sıkı sıkıya takip edilmesini sağlamak ne imkansız bir görev aslında. Ama dinler bunu uzun zamandır zahmetsizce yapıyor gibi gözükmüyor mu?

Hikayeler, bilgiyi bir başkasının zihnine aktarmanın ve yapışmasını sağlamanın en iyi yoludur.

İnsanlar, aktarmaya çalıştığın bilgileri değil, onları nasıl hissettirdiğini hatırlar. Bir girişimci olarak, uzun soluklu, başarılı ve çok gelir getiren bir firma kurmak istiyorsan, sattığın ürünü müşterilerin hayatlarının vazgeçilmez bir parçası yapmak zorundasın. İnsanlar senin ürünlerin olmadan yaşamlarının eksik olduğunu hissetmeliler. Gerçekte öyle olmasa bile buna inanmalılar. O halde onları inandırmak için de şahane bir hikayeye ihtiyacın var.

Bütün büyük ve önemli markaları düşün; Apple, Nike, Starbucks, Coca-Cola… Her biri bir kimlik, bir inanç, bir yaşam tarzı satar ve o nedenle çok pahalı da olsa onları tercih etmekten kendini alamazsın.

Ya da hikaye dışında (dünya üzerindeki firmaların %99’unun da yaptığı gibi) başka bir yol da var; firmanın para kazanabilmesi için, çeşitli pazarlama kanallarında paranla ilgi satın almak zorunda kalırsın. Ve her gün büyük bir endişeyle harcadığın paranın, kazandığın paradan az olmaması için dua edersin.

“Ama bir hikayem yok, ne yapacağım?

Yanlış. Yok zannediyorsun ama var. İşte şimdi adım adım birlikte hikayeni yaratacağız.


Adımlar

  1. Hikayeni bulmak için ilk yapman gereken “Ben neden girişimci olmak istiyorum” sorusunu sormak. Başka seçenekleriniz de vardı. Ve bu seçeneklerin çoğu daha az stres ve endişeyle gelirdi. Bunu neden seçtin?
  2. İlk soruya cevabını verdin. Şimdi, tekrar nedeni sor. Sonra tekrar sor. Kendine nedenini sormaya ve cevaplarını yazmaya devam et. 10 kez neden sorusunu yanıtladıysan, hikayeni buldun demektir.
  3. Hikayen ne kadar garip veya farklı olursa olsun, paylaşmaya başladığında onunla özdeşleşen insanları keşfetmeye başlayacaksın. Müşterilerin, ekipteki iş arkadaşların ve iş ortakların bu hikaye ile empati kurmaya başlayacaklar. Yeter ki hikayen gerçek ve samimi olsun.
  4. Elindeki hikayenin işe yaraması için, bu hikayeyi ürünlerinle bağdaştırmalısın. Bunun için ürünün durduğu yeri gözden geçir.
    1. Ürünün kalite seviyesi ne?
    2. Fiyatı pazara kıyasla nerede?
    3. Ürün, insanların bir sorununu mu çözüyor yoksa onların özlem duydukları bir hissi yaşamalarını mı sağlıyor?
    4. Rakiplerden farkları ne? İş modelinin ilk adımında bu soruyu sormuş ve cevabını vermiş olmalısın (Bkz: Fark Yarat)
  5. Hikayen bir kişiliği, bir duruşu temsil etmeli. Doğruları, olmazsa olmazları ve net “Hayır“ları olmalı. Ve bunları istikrarlı bir şekilde, her koşulda tekrar etmeli.
  6. Hikayen basit ve sade olmalı. İnsanlar çabuk sıkılır aynı zamanda tembeldir, kafa yormazlar. Uzun uzadıya anlatmak yerine kısa ve vurucu ol.
  7. İnsanların senin firmanın hikayesi üzerinden kendi hikayelerini anlatabilmelerine imkan tanı ve onlara firmanın hikayesine benzeyen kendi hikayelerini anlatmalarını teşvik et.
  8. Hikayenle markanın dış görünüşü birbirine uygun olmalı. Sevecen bir hikayesi olan markana, soğuk ve donuk renkler seçemezsin.
  9. Müşterilerini önemsediğini her fırsatta hissettir. Zaman zaman küçük ve beklenmeyen sürprizlerle onları ne kadar önemsiyor olduğunu kanıtla. Bu senin ve hikayenin gücüne güç katacak.
  10. Bu bir oyun değil. Hikayeyi satış yapmak için anlatıyorsan bu anında farkedilir. Önce bu hikayeye kendin inanmalı ve yaşamalısın. Eğer kendinde ya da firmanda sürdüremeyeceğin bir hikayeyse bu, hiç boşuna uğraşma.

Eğer bu ya da benzer konularda sormak istedikleriniz olursa bana her zaman Linkedin'den ya da x/anafikir'den ulaşabilirsiniz.

Alttaki forma e-mail adresinizi girerseniz haftalık bültene kayıt olabilirsiniz.

Kategoriler: